Tahkim
Bir hukuki uyuşmazlığı sonlandırmanın çeşitli yolları mevcuttur. Uyuşmazlık, dava ile çözülebileceği gibi, dava öncesinde veya süresince yapılacak arabuluculuk faaliyeti neticesinde veya sulh ile de sonlanabilir. Fakat özellikle ticari uyuşmazlıklarda, dava aşamasına gelmiş tarafların karşılıklı fedakarlıklarda bulunarak bir noktada buluşmaları ne yazık ki çoğu olayda görülmez. Bu durumda geriye iki temel seçenek kalır: Dava veya tahkim.
Dava, tarafların uyuşmazlığın çözümünü devletlerin mahkemelerinden talep etmeleri durumunda söz konusu olur. Davada hâkim, taraflarca önüne getirilmiş uyuşmazlığı karara bağlar. Verilen karar, derece mahkemelerinin (Bölge Adliye Mahkemeleri ve Yargıtay) denetimlerinden geçerek (başvuru yapılması halinde) kesinleşir. Fakat bu sürecin tamamlanması ne yazık ki yıllar alabilir. Ticari hayatta da alacaklı açısından alacağına kavuşmak kadar önemli olan bir diğer husus, bu alacağa hızlı kavuşmaktır. Borçlu açısından ise belirsizliğin bir an evvel sona erdirilmesi arzu edilendir. Dolayısıyla Mahkemelerde geçen yıllar her iki tarafa da zarar verebilir. Ayrıca mahkemelerdeki iş yükü fazlalığı verilen kararların niteliğini olumsuz etkilediği için, kararlar tarafları tatmin etmeyebilmektedir. Nitekim ülkemizde yapılan anketlerde de en az güvenilen kurumun ne acı ki yargı olduğu müşahede edilmektedir.
Taraflar anlaşmazlığı kendi aralarında karşılıklı rıza ile sonlandıramıyor fakat bahsi geçen sebeplerle mahkemeye de taşımak istemiyorlarsa, tahkim yoluna başvurabilirler. Tahkim, uyuşmazlığın devletin yargı organları yerine taraflarca belirlenen hakemler tarafından çözüme kavuşturulmasıdır. HMK m. 407 vd. hükümlerde düzenlenen tahkim hükümlerine göre taşınmaz mallar üzerindeki ayni haklardan veya iki tarafın iradelerine tabi olmayan işlerden kaynaklanmayan uyuşmazlıklar mahkeme yerine tarafların belirleyecekleri hakem tarafından karara bağlanabilir. Ticari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklar tahkime elverişli olan başlıca uyuşmazlık türüdür. Hakem tarafından verilecek hüküm maddî yönden mahkeme denetimine tâbi değildir. Sadece HMK m. 439’da belirtilen usuli hukuka aykırılıklar sebebiyle bir aylık süre içinde iptali dava edilebilir. Bu durum tarafların çok daha kısa bir sürede icra edilebilir bir hükme kavuşmalarını sağlar.
Tahkim yoluna başvurabilmek için taraflar arasında bir tahkim anlaşmasının bulunması gerekir. Bu anlaşma, çoğu zaman sözleşme ilişkisi kurulurken sözleşmeye eklenen bir tahkim hükmü üzerinden yapılır. Bu durumda tarafların uyuşmazlıklarını mahkemeye değil tahkime taşımaları gerekir. Sözleşmede tahkim yeri, tahkim merkezi, hakem sayısı, uygulanacak hukuk gibi hususlar da ayrıca kararlaştırılır. Tahkim yolunda çözülen uyuşmazlıkların genel itibariyle dava yoluna oranla daha seri sonuçlandığı ve daha detaylı değerlendirildiği tarafımızca tecrübe edilmiştir.
Akıncı Legal ortaklarından Prof. Dr. Şahin Akıncı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Tahkim Divanı hakem listesinde bulunmaktadır ve önemli ticari uyuşmazlıklarda baş hakem ve taraf hakemi olarak yer almıştır. Akıncı Legal olarak ekibimiz, sözleşmeden kaynaklanan ve tahkim yoluna tabi uyuşmazlıklarda müvekkillerimizi temsil ederek deneyimlerimizi müvekkillerimizin hizmetine sunmayı hedefler.