Mirasbırakanın Sağlığında Banka Hesaplarından Yaptığı Transferlerin Bilgilerinin Banka Tarafından Müşterek Mirasçılara Verilmesi Talebine Dair İsviçre Federal Yüksek Mahmekemesi Kararının Değerlendirilmesi
Mirasçıların Murisin Banka Hareketlerini Öğrenmeleri Neden Önemlidir?
Mirasbırakanın sağlığında gerçekleştirdiği para transferleri hakkında bilgi edinilmesi özellikle denkleştirme, tenkis ve muris muvazaası davaları açısından önem arz etmektedir. Ne var ki ülkemizde, hakkının ihlal edildiğini düşünen mirasçıların bu yöndeki taleplerinin bankalar tarafından reddedildiği görülmektedir. Ret gerekçelerini çoğu kez bankacılık mevzuatından kaynaklanan müşteri bilgilerinin gizliliği kuralı ile son dönemde KVKK hükümleri teşkil etmektedir. Ayrıca Anayasa'ın 20'inci maddesi kapsamında bu bilgilerin mirasçılara sunulmasının özel hayatın gizliliğinin ihlali sonucunu doğurup doğurmayacağı tartışılmaktadır. Öte yandan mirasçılar yönünden ise bu bilgiler temin edinilmediğinde bilgi alma haklarının ve hak arama hürriyetlerinin zedelenmesi söz konusu olabilmektedir.
İsviçre Federal Yüksek Mahkemesi Miras Hakkının Zedelendiği Gerekçesi İle Bankaya Başvuran Mirasçıya Bankanın Murisin Hesap Dökümü Bilgilerini Vermesi Gerektiğine Hükmetmiştir
İsviçre Federal Yüksek Mahkemesi önüne gelen
bir olayda (4A_522/2018 sayılı ve 18.07.2019 tarihli karar), sorunu
müşteri bilgilerinin gizliliği ve mirasçıların bilgi edinme hakkı çerçevesinde
incelemiştir. Davaya konu uyuşmazlıkta Banka, murisin hesabına ilişkin
bir kısım bilgileri (açılış, portföy ekstreleri, açılıştan kapanışa kadar
ayrıntılı ekstre, 30 Ekim 2009 tarihli transfer ve kapanış talimatı ve murisin
hayatta iken gerçekleştirdiği transfer bilgilerini) mirasçılara dava öncesinde
sağlamıştır. Fakat hesaptan yapılan 30 Ekim 2009 tarihli, 503.244 Euro
tutarındaki transferin alıcısının kimlik bilgisini vermeyi müşteri bilgilerinin
gizliliği kuralı çerçevesinde vermeyi reddetmiştir. Mirasçı/davacılar ise
kendilerinin mirasbırakanın halefi olduklarını, bu sebeple mirasbırakanın banka
ile imzaladıkları bankacılık işlemleri sözleşmesinin sözleşmenin tarafı yerine
geçtiklerini ileri sürerek müşterinin bilgi edinme hakkı çerçevesinde ilgili
transferin alıcı bilgisinin kendilerine bildirilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Kanton Mahkemesi, davacıların sözleşmeye
dayanarak bilgi talep ettiklerini, saklı paylarının söz konusu tasarruf
dolayısıyla ihlale uğramış olabileceği yönünde bir iddialarının bulunmadığını
tespit ederek davayı reddetmiştir. Davacılar bu karara karşı temyiz yoluna
başvururken yine önceki gerekçelerini tekrar etmişler, Kanton Mahkemesinin
gerekçesinin saklı pay ihlali ile kısmına herhangi bir itirazda
bulunmamışlardır.
Federal Yüksek Mahkeme ise, davacıların sözleşmeye dayanarak bilgi talebinde bulunamayacaklarını tespit ettikten sonra bu hususun başlı başına davanın reddi için bir gerekçe oluşturmayacağını; davacıların kendi hukuklarına göre (İspanyol Hukuku) mirasbırakanın müşterek mirasçılardan birisine karşılıksız kazandırmada bulunmuş olmasının diğerlerinin miras haklarının ihlal edilip edilmediğinin de tartışılmasının gerekebileceğini fakat davacıların bu yönde herhangi bir talebi veya itirazı bulunmadığını gerekçe göstererek temyiz talebini reddetmiştir.
Karar iki açıdan dikkate şayandır. Öncelikle
İsviçre gibi bankacılık hukukundaki katı uygulamalar ve müşteri gizliliğinin
korunması ile ünlenmiş bir ülkede, bir mirasçının talebi üzerine banka
mirasbırakanın hesabına ilişkin açılış, portföy ekstreleri, açılıştan kapanışa
kadar ayrıntılı ekstre, 30 Ekim 2009 tarihli transfer ve kapanış talimatı ve
murisin hayatta iken gerçekleştirdiği transfer bilgilerini mirasçılara
vermiştir. Bu bilgiler ülkemizde tüm mirasçıların birlikte talebi üzerine
verilmektedir. İkinci olarak, Federal Yüksek Mahkeme dava konusu olayda,
herhangi bir talep veya itiraz da bulunmamasına rağmen, müşterek mirasçıların
miras haklarının ilgili tasarruf sebebiyle ihlal edildiğini gerekçe göstererek
talepte bulunmaları halinde bu iddiaların değerlendirilmesi gerektiğini ifade
etmiştir. Karar bu açıdan uygulamaya da yol gösterir niteliktedir.
Av. Dr. Bekir Akıncı